Sayfalar

10 Temmuz 2011 Pazar

yolculuk...




Sevgili caaaaaaaaaanım okur nihayet popişimi yere koyabildim ve de gecikmelide olsa şu satırları sana yazabildim ya sevindirik oldum gitti açıkçası:ÇÇÇ

Malum iş güç sebepleriyle bi kaç gün evvel şehirdışına yolculuk yaptım halende iş değişikliği (hoşşş hala düşünmekteyim lakin) yapmış olduğum o ildeyim. Şimdi sizlere işten güçten evvel yolculuk esnasında yaşadığım şeylerden biraz bahsetmek istiyorum.

Efenim bindiğim otobüs yaz tatili geçirilen bir yere gittiğinden ötürü (son gideceği yer yani öyle bi yerdi) araçta bir sürü yazlıkçı vardı:D Ve ister istemez benimde gözüm bunların tavırlarına, ruh hallerine takıldı.

Öncelikle yurdum insanı tatile bir kişide olsa yaklaşık 3 bavulla çıktığından hele bir de bu sayı teyzeler ve kuzenler şeklinde olduğunda daha da arttığından ister istemez bi kere en başta o bavul trafiğinin araca yerleştirilmesi esnasında baya bi geriliyor insan. Zira sıra size bi türlü gelmiyor. Bekliyor da bekliyorsunuz. Sıcak bi yandan canınızı okuyor, elinizde o ağır bavulla beklemek diğer yandan falan filan işte...

Neyse efenim bu tatilcileri epey bir gözlemledim ben ve dikkatimi çeken bi kaç şey oldu. Şöyle ki; teyzeler ve kuzenler şeklinde yolsa çıkan 8 kişilik grup otobüse daha biner binmez “acıkan var mı tuzlular şu poşette tatlılar şu poşette gofretler bu poşette” diyerekten bi anons geçerek bim marketten almış oldukları bu abur cuburları önlü arkalı, çaprazlı koltuklar arasında kordidorda falan gezdirmek suretiyle açıp yemeye başladı. Kıtlıktan çıkmış, sefere giden asker gibi tıka basa hem de!

Efenim sonra bu grup üyesi hatunlardan biri (tahminen 20-22 yaşlarında) önce muhabbet etti, sonra yolu izledi, bi süre sonra müzik dinlemeye başladı, bi süre sonra tamamen imaj maksatlı bir kitap çıkardı ama aynı sayfada hep durdu:D sonra o da sarmadı uyudu sonra kalktı yine tıkındı:D Ve benden sonra daha çok yolları vardı bilmiyorum o yazlık tatillik mevkiiye gelinceye değin daha neler yaptı.:D Aile üyelerinden benim gözlem alanımda bulunanlardan bir kısmı tıkındı, bir kısmı gündüzleri gösterilen tekrar bölümlerden aşk-ı memnu dizisini seyretti. Bir kısmı da tatlı tatlı dedikodusunu yaptı eğleşti işte.:D

Bundan başka izlenimlerimde oldu.D: Yine şöyle ki; yolda yanıma ara duraklardan birinden bi hatun bindi. Tahminimce üniversiteliydi. Başlarda pek bi sorun yok gibiydi. Kulağımda müziğim öyle kafada düşünceler gidiyordum yine gündüz gece gündüz gece gündüz gece vay:D  Hatun birden atağa kalktı napıyo ulen bu diye göz ucuyla baktım. Tam o esnada sanıyorum şeker hastası idi ve insülin iğnesi yapması gerektiğinden ötürü çantadan şırınga falan çıkardı. Tam bakamıyorum bi yandan da merak ediyorum dibimde çünkü:D Sallanan araçta kolunu denk getirdi “takkk” diye gelen ses eşliğinde koluna bantımsı bişii yapıştırıverdi şırıngayla. Akabinde de alelacele çantasından bi sandviç çıkarıp cam kenarına yapışıp haşır huşur poşet sesleri ve ayran –ki hakkaten sevmem ayran kokusu eşliğinde hapır hupur sanki arkasında atlılar kovalıyomuş gibi yemeye başladı.  

Araçta sağ tarafımda sürekli (bu koltuk arkası tv teranesi başladığından beri müzdaribim bu durumdan da) çizgi film falan görüp saçma salak konuşan, muavin ikramlar için yanına geldiğinde “şunu da alalım bunu da alalım ondan da istiyorum bundan da” diyen bebeleri söylemiyorum bile!

Çok kısa bi özetle yapmış olduğum hiç bi şehirlerarası yolculukta istisnasız yanıma adam gibi biri oturmamıştır ve de yolculuk genelinde sıkıntılı geçmiştir. Nitekim bunda da öyle oldu. Aslında daha da bi sürü şey oldu iki saat kırk dakikalık yolculuğum boyunca ama açıkçası o kadar yorgunum ki günlerdir malum açılışa son 5 gün artık yani ve feci derecede yoğunuz hepimizde yazmaya mecailim yok:SSS 
Velhasılllll bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle sevgili okur esen kal emi! :::))))

Hiç yorum yok: