Sayfalar

5 Temmuz 2011 Salı

Eve Dönüş...

 
Bi süredir buralarda değildim. Evime yeni döndüm ve bu satırları da yazmak artık farz oldu.


Gittiğim yerde yeşilin her tonu diyerek mübalağa eylemeyeyim şimdi ama baya bi tonu vardı yani:D güzeldi yaa oraya gittim mi dönesim gelmiyor o derece yani.. Bi kere orda her gün verandaya, çardağa oturuyordum. Kulağımda müzik çalarım, kafamda yine binbir düşünce ama  yani yine de en azından kısa bi sürede olsa o uzaklaşmışlık hissi, sanki hiç dönmeyecekmiş, her şey yolundaymış gibi kendinden uzaklaşmışlık  hissi filhakika paha biçilemez yahu!.. 


Hele bi de gündüz kulağımda pentagram/Sonsuzluk, r.e.m/men on dı muun, rhcp/sınov çalarken manzaramın bi kısmında yer alan mezarlığı görünce sürekli “Ne için, kim için uğraşıyoruz? Her şey boş ulen! pamuğu tıkayıp sardıklarında gömüleceksin ve bitip gidicek. İyi bi şeyler bırakmaya çalışıyosun ardında ama kim ne kadar ipliyo? Bu kadar savaş, çaba değer mi tüm bunlara!? dedim durdum orada kaldığım bir hafta boyunca… 


Gündüzü ayrı güzel gecesi ayrı bi dünya olan yazlık mevkiinde ışık kirliliği büyük şehirlerdeki kadar olmadığına yıldızlar çarşaf misali üzerinde beliriveriyor hava az karardığında. Büyüğü küçüğü tüm ayılar toplanmış tepende,  kutup yıldızı, adını bilemediğim zilyon tane yıldızda cabası…  Derken bi korku kaplıyor ve diyosun “Ulen koca evrende yalnızsak bende ne olayım!?” diye:D Çimenlere uzanıp sabahın ilk ışıklarına değin izleyesin geliyor hani böcük ve sivrisinek faktörü olmasa ama hayvanlar korku filmlerindeki aç yaratıklar gibi anında yemeye başlıyorlar seni. Allerjim olduğuna çok fazla dışarıda kalıp o manzarayı izleyemedim ya bi hafta boyunca ona yanıyorum şu anda…
“Tilkinin dönüp dolaşacağı yer yine kürkçü dükkanıdır “sözünü kendime rehber edip döndüm geldim, taş binaların, egzos dumanının, dört duvarın arasına. Koşturmacaya, strese, rezilliğin tam ortasına… Ne vardı sanki hep orda kalsaydım yaaa pofff!!! -_-   

Bi yönden bu rezilliği yaşamak iyi aslında. Zira, mutluyken çokta fazla bi şey karalayabilen biri değilim kağıda. Mazoşistlikte değil ama hani nasıl desem.. Hımmm böyle olmuyor işte yahu:D Keder, dibe vurmuşluk  bi kısım insanda olduğu üzere bende de coşurtulu, melankolik bi halet-i ruhiyede büyük çaplı patlamalara sebep oluyor öyle. Ve yazıyorum da yazıyorum))) Şaka maka cidden keşke hiç dönmeseydim yaa ben orda iyiymiştim bayaaa. Eve geleli bugün ikinci gün ama haaala alışamadım yaaa. Acayip yabancı geliyor bina… :SSS


Bi çoğuna göre “hayal” ve “erken emeklilik planı” bu lakin ilerisi için benim temennim şöyle; mümkünse ege’de bi kasaba/köyde şirin küçük bi ev, bahçesinde de çiçekler, ağaçlar, domatesimi biberimi ekmişim, kedi, köpek, tavuk, kirpiler geziniyorlar, hamağı kurmuşum az gölgeye huzurum tammmm, kulağımda müzik, önümde kitabım, karikatür dergilerim, kağıt kalemim yazıyorum da yazıyorum anasını satayım)))  Dedikodudan, fitneci insanlardan, gereksiz herkesten ve her şeyden, stresten uzakta, kendi halinde, küçük, mütevazi bi hayat yaşıyorum yahu… Umarım günün birinde bu olur ve ben o günleri şimdinin aksine güle oynaya doya doya yaşarım…


2 yorum:

pati dedi ki...

yazıyı gördüm yaz gibi hissettim :D ankarada öldüm bittim yaa :D iyiki geldiniz ama :D

turuncu deniz dedi ki...

gelmekle iyi mi etttimmmm kötü mü bilmiyorum lakin ben oralardayken sürekli meŞaj atıp hal, hatır sorduğunuz için tişkür ediyorum efenim.. ::))
ayrıca saçı olan kızdan ark.larınıza, onur beylere ve diğer tüm isimsiz kahramanlara ayrıyeten burdan selamlar saygılar sunuyorum efenim::)))
sağolsunlar varolsunlar izleyici olarak kaydolmasalarda ziyaretçi sayım her geçen gün artıyor ehihihihi